Geçen hafta şikeden yargılanan futbol egemenlerinin cezaları bir “yasa şikesi”yle indiriliverdi ya, hak-hukuk düşünmekten gözüne uyku girmeyen bir takım arkadaşların makamı hemen değişti. İki gün öncesine kadar bir “AKP-Fenerbahçe” savaşı dizayn edenler hemen yeni niyetlerini, dileklerini neşe içinde açık ettiler, özgürce koşturdukları çayırın yeşili değişti sanki. Neyse ağızlarını şimdiden alıştırdıkları iyi oldu, o diyet borcu bir günde ödenmez çünkü. At yarışı seviyor diye kendini at sanana önünde sonunda eyer takılacağı belliydi, bugüne kısmetmiş.
Bugüne kadar fanatikliğin getirdiği esrikliğin konforunu yaşayanlar şimdi temiz futbol isteyen sıradan futbolsevere karşı egemenlerin tarafında hırçınlaşıyor. Düne kadar bunu bize ?iktidara karşı, futbola siyasi müdahaleye karşı mücadele? diye yediriyorlardı. Yasa çıktı, bir anda ?Meclis?in iradesi her şeyin üstündedir?e döndüler. Düne kadar Şike Davası?ndan yargılananları Ferhat?larla Berna?larla, Ahmet?le, Nedim?le bir tutuyorlardı, şimdi AKP?ye ve diğer düzen partilerine şükranlarını sunuyorlar. Neden Ahmet?e, Nedim?e özel yasa çıkartılmazken, öbürleri için bütün egemenler birlik oluyor, bunu açıklamaya gelince yan çiziyorlar. Zira dertleri hak-hukuk-adalet filan değil. Başkanları çıksın, kendi tuttukları taraf kazansın yeter.
Ben baştan beri söylediğimi söylüyorum. Evet, Şike Davası’nda yasal süreç hatalı işliyor. Evet, bu insanların tutuklu yargılanması hata, Aziz Yıldırım dahil hepsi tahliye edilmeli. Bu davadan yargılanan herkesin “adil yargılanma hakkı” ihlal edildi. Adil yargılama olmadan bu iş meşru değildir. Hepsine evet.
Buraya kadar her şey tamam. Ama buradan sonrası da var.
Var olan futbol düzeni tamamen para, siyaset ve mafya üzerinden yürüyor. Bu ülkede futbolun oynanmaya başladığı ilk günden beri bu böyle. Şimdi iddianame kötü, hukuki süreç çarpık diye bunu yok mu sayalım? Davaya körü körüne sahip çıkmakla, tahliye olan herkesi ?aman da hoş gelmişler? diye kucaklayıp sahip çıkmak arasında mantıklı bir yerde duramaz mıyız?
Belki hukuken suç olmayan ama spor ruhuna, etiğine taban tabana zıt bir sürü mesele var. Sporsever olarak davadan bağımsız olarak, bu davada yargılanan yargılanmayan, bir sürü insan ve kurumdan bunların hesabını sormamız gerekmez mi?
Türkiye Futbol Federasyonu?nun eski başkanı, bir zamanlar milyon dolarlık futbol sektörünün başında özerk olarak bulunan insan, bir bakıyoruz bir büyük kulübü alet ederek bir mafya babasını yurtdışına kaçıran bir menajer eskisini koltuğunda ağırlıyor. Defalarca içeri girip çıkmış, karanlık adamlara ?oğlum? diye hitap ediyor. Hukuken suç mu? Değil. Suç değilse de bunu kabul edebilir miyiz?
Bu davada yargılanan futbolculardan birinin avukatı, 2007?de çete elemanı olarak hüküm giymiş, iyi hâlden cezası ertelenmiş bir isim. Hukuken suç mu? Değil. Ama bu mide bulandırıcı olmasına engel mi? Sen Şike Davası?ndan yargılanıyorsun, masum olduğunu iddia ediyorsun, sonra gidip gelip Türkiye?deki yüzlerce avukat arasında davada yargılanan bir kısım sanığın da üyesi olduğu bir çeteden hüküm giymiş birini seçiyorsun. Kardeş, bu nasıl iş?
Yayıncı kuruluş para kazanacak diye her gün maç oynatılıyor. Sürekli yumurtlasın diye 24 saat ışıkta bırakılan işkence mağduru endüstri tavuklarına döndük. Dekoder satış rakamları yükselsin diye lig oynanırken elli kere statü değişti. Kılıfına uygun mu? Uygun. Ama insanı isyana getirmiyor mu?
Şimdi iddianame kötü, yasal süreç çarpık diye, bunlar midemizi bulandırmasın mı? Bu davadan bağımsız olarak bu güç, para ilişkilerinin hesabını sormayalım mı?
Ağlasanız da, tepinseniz de, bu ülkede futbol şikenin, paranın, siyasetin, mafyanın içinde. Bu dava olsun, olmasın. Bu düzeni sıradan sporseverler olarak reddetmedikçe pislik içinde yüzeriz. İddianamenin çarpıklığına yaslanıp da bu durumu halının altına süpürme çakallığına, sırf siz fanatiklikle tatmin oluyorsunuz diye, lütfen başvurmayalım, zira halının altında yer kalmadı artık.
İlk Yorumu Siz Yapın