"Enter"a basıp içeriğe geçin

Teşekkürler Nejat, Hvala ti Ceca!

Futbol gündemine bakınca insanın içinin açılmasına imkan yok. Kulüp başkanlarının hapiste olduğu, onlarca yöneticinin, futbolcunun, antrenörün Disiplin Kurulu’na verildiği bir ortamda ligler hiçbir şey olmamış gibi oynatılacak, sırf yayıncı kuruluş topu dikmesin diye. Hakkında ?başka kimsede yok ki bu kadar delil-melil, sonuç? denilen takımlar bile o ligde elini kolunu sallaya sallaya boy gösterecek, ne o delillerin hesabı sorulacak, ne delillerin varlığını ağzından kaçıranın. Şikenin hesabının bile şikeli görüldüğü ülkede HD yayınlar, 3D yayınlar, kamera açıları, parlak görüntüler, hamasi spikerler, fanatik yorumcular derken bu dava da futbolun adaletiyle beraber kanalizasyona karışacak. Her türlü izan duygusunu kaybetmiş fanatikler takımlarına, büyük başkanlarına dokunulmamış olmasının mutluluğuyla ortada dolanırken, futbol dünyasının şaibeli aktörleri milyon dolarlarına kavuşmanın sevincini yaşarken, gerçek futbolseverler biraz daha tiksinecek tüm olan bitenden.

Ben iyisi mi sizi futbolun hâlâ futbol olduğu, bir futbolcunun en büyük mutluluğunun hâlâ doğduğu şehrin insanlarını sokağa dökmek olduğu günlere götüreyim.

Güneşli 14 Mayıs 1986 gününe, Belgrad JNA Stadyumu’na…

O gün Yugoslavya’da Mareşal Tito Kupası’nın finali oynanıyordu. Dinamo Zagrep, Hajduk Split’le beraber Hırvatistan’ın göz bebeğiydi, takımın yıldızı ise Yugoslav futbolunun devlerinden biriydi, Srecko Katanec. Diğer tarafta Bosna-Hersek’in daha az göz önündeki Hersek kısmının futboldaki gururu Velez (Velej) Mostar vardı. Çılgın hoca Duşan Bayeviç yönetiminde o yıllarda büyük işler başaran, o sezon şampiyonluğu kaçıran Velez’in hedefi tarihindeki ikinci büyük kupayı almaktı. Hersek’teki Sırplar’ın, Hırvatlar’ın ve Müslümanlar’ın ortak tutkusuydu Velez Mostar, Tito’nun ölümü sonrası yavaş yavaş krize giren ülkenin belki de en Yugoslav parçalarından biriydi.

Mostar, o gün kızıl yıldızlı kızıl formayla çıktı sahaya, çoğu zaman olduğu gibi. Maç başlar başlamaz, genç bir adam çıktı sahneye. Daha altıncı dakikada penaltıdan ilk golü buldu. 51’de ise ceza sahasının dışından aldığı topla daldı içeri, kendisini kovalayan iki Zagrepli’yi geride bıraktı bir trenin ağaçları hızla arkasında bırakıp yok ettiği gibi, açısını kaybetmedi, topu kalecinin yanından ağlara bıraktı. Daha karşılıklı atılan gollerle maç 3-1 bitti, Velez Mostar tarihinin son büyük kupasını aldı. O genç adam ise kızıl yıldızlı formayla son maçına çıkmıştı, kariyerini başka bir ülkeye taşımaya hazırlanıyordu. O genç adam, Nenad ?Ceca? Bijedic, yani Nejat Biyediç’ti. O Biyediç, Bursa’ya en güzel günlerini yaşatacak, hem oyuncu, hem de teknik direktör olarak unutulmaz kadroların en saygıdeğer ismi olarak hatırlanacaktı.

Futbolda meşhur olmak kolay, efsane olmak zordur. Kulüplerin kendilerini transfer yapmak zorunda olduğu bir ortamda, herkesin 15 dakikalık şöhret sırası gelir. Zor olan bir ömür boyu hatırlanmaktır. Zor olan futbolu bıraktıktan yıllar sonra bile taraftarların formalarının arkasına isminizi yazdırmasıdır. Neredeyse imkansız olan ise bunu iki kulüpte birden yapmaktır.

Nejat Biyediç, futbol dünyasında iki kulüpte birden efsane olmayı başarmış o çok nadir insanlardan biriydi. Cenazesinde tabutunun üstüne Bursaspor formaları, bayrakları kondu, başında Velez formalı taraftarlar nöbet tuttu. O hem Bursa, hem Mostar şehrinin ?imparator?uydu. Ne Velezliler o sıcak Mayıs gününü unutacak, ne de Bursasporlular o müthiş Inter Toto macerasını… Bir gün bir Mostarlı’yla bir Bursalı bir yerde, bir toplantıda, bir içki masasında ya da bir havalimanında tesadüfen tanıştığında konuşacakları ?Nejat?ın ya da ?Ceca?nın büyüklüğü olacak.

Futbolu güzel yapan budur. Futbolu futbol yapan, her türlü mide bulandırıcı olaya rağmen tuttuğun takımın haklılığını körü körüne savunmak, kazanmak için her türlü çirkinliği yapıp kazanamayınca çirkefliğe vurmak değildir. Taraftarların sırtından milyon dolarları kazananların yarattığı vicdansız, ahlaksız, izansız ortam değildir futbolu güzel yapan, Nejat Biyediç gibi insanlardır.

Her şey için çok teşekkürler ?Nejat?, hvala ti ?Ceca?. En çok da bu çirkin futbol ortamında bize hatırlayacak güzel anılar bıraktığın için.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.