"Enter"a basıp içeriğe geçin

Ay: Nisan 2011

Amed’in makus talihi…

Bu hafta Diyarbakırspor matematiksel olarak Birinci Futbol Ligi?nde kalma şansını yitirdi. Kulüp batık durumda. Diyarbakır şehrinin diğer büyük spor takımı Dicle Üniversitesi Kadın Voleybol Takımı da haftalar önce küme düşmüştü. Seneye ligler iyice Diyarbakırsız olacak.

Diyarbakırspor ve Dicle Üniversitesi hakkında sayfalarca ahkâm kesebilirdik. Memleketin en zengin şehrinden, en batısından, en konforlu ofislerimizde, en hızlı bilgisayarlarımızdan Diyarbakır?daki sporu kurtarırdık yine.

Bazen spordan bahsetmenin en iyi yolu spordan hiç bahsetmemektir.

En sevdiğim on Iron Maiden şarkısı

Dünyanın en zor listesi bu… Yalnızca en çok sevdiğim, benim için çok özel Maiden şarkılarını yazdığımda bile 28 şarkı çıktı. Bir sürü çok sevdiğim şarkıyı elemek zorunda kaldım.

Madem Küçükçiftlik Parkı’na sığışabilmek için groupie’ler gibi birbirimizi ezmek zorunda kalacağız, öyleyse biraz gaza gelelim de bu eziyeti niye çektiğimizi unutmayalım.

Finansın ?fair-play?i olur mu yahu?

UEFA, geçtiğimiz haftalarda kendisine bağlı federasyonlardaki kulüplerin mâli yapılarını kontrol altına almak için bir grup ilkeye uyulmasını zorunlu hâle getirdi. ?Finansal fair-play? adı verilen bu paket, temelde şunu diyor; giderin gelirinden fazla olamaz, toplam bütçenin yüzde yetmişinden fazlasını transfere ayıramazsın, gelirin ancak transfer, naklen yayın, sponsorluk ve hasılat kaynaklı olabilir, başkanından ya da başka birinden para alıp bütçene katamazsın. Bunları ihlal edersen seni Avrupa Kupaları?na sokmam.

Görünüşte bu ilkeler gayet mantıklı ve futbolun ipten kazıktan çoktan kurtulmuş vahşi kapitalizmini dizginlemeye yönelik. Ancak parti şapkalarını takıp kutlamaya başlamadan önce sakin olup bir düşünmek gerekiyor. Zira bu düzenlemenin pek çok açmazı var ve bu açmazlar futbol endüstrisinin olduğu kadar kapitalizmin tâ kendisinin temelinden kaynaklanıyor.