"Enter"a basıp içeriğe geçin

Etiket: kadınlar futbolu

Türkiye-İspanya ya da ?On gol yiyerek maç nasıl kazanılır??

Yıllardır kadınlar futbolu anlatıyorum, Türkiye Milli Takımı benim için buna rağmen bir sır oldu. Eurosport’ta belki yüzlerle ölçülecek maç anlattım, Kim Kulig ya da Lira Bajramaj gibi yıldızların 17 Yaş Altı’na ilk çıktıkları zamanı hatırlıyorum ama bizim takımın maçını anlatmak, hatta televizyondan izlemek hiç nasip olmadı. Bunun çok basit bir nedeni var, maçlar nasıl gidileceğini bile bilemediğim ücra stadyumlarda oynatıldı ve televizyon yayını da olmadı. Bu ülkede kadınlar milli takımına hep ailenin çirkin çocuğu, üvey evlat muamelesi yapıldı. Erkeklere her türlü imkan tanınırken, kendi yağında kavrulmaya çalışan kadınlar milli takımı hep yüz üstü bırakıldı. Hiçbir TFF başkanı kendi kişisel ?marka değeri?ni ?futbol öğrenmeye çalışan kadınlar? yüzünden düşürmek istemedi. Kadınlar takımı kötü sonuçlar alırken onlardan beklenen daha iyi olmaları ya da gelişmeleri değildi, ortada gözükmesinler yeterdi.

Kreuzberg: Farklı bir futbol kültürü

Berlin’in Kreuzberg semti… Burası hem Almanya’nın punk rock ve alternatif kültür başkenti, hem de Türkler’in ve diğer göçmenlerin en kalabalık yaşadığı yerlerden biri. Zaten semte girer girmez bu dokuyu hissediyorsunuz. Yolun bir yanında daha çok Türk erkeklerinin okey oynadığı klasik bir kahvehane havasındaki Türkiyemspor lokali, tam karşısında ise punkların, farklı cinsel yönelimlerden insanların devam ettiği kafe var. Çok farklı arka planlardan gelip, çok farklı yaşamlar sürdüklerini hissettiğiniz bu insanları ise çok ilginç bir şekilde kadınlar futbolu birleştiriyor. Kadınlar futbolunun buradaki tek varlığı, iki lokalde de ARD ve ZDF’den maçların aynı ilgiyle seyredilmesinden kaynaklanmıyor. Kreuzberg’in farklı köklerden gelen kadınları beraber futbol oynuyor ve semti de peşlerinden sürüklüyorlar.

Almanya’nın ?kadın? devrimi

Almanya’da kadınlar futbolu, kadınları, çocukları, eşcinselleri ve futbolun erkek egemen yapısından sıkılan diğer herkesi futbolla barıştırdı ve stadyumlara taşıdı. Şimdi Alman futbolunda her yerde kadınlar var. Bu devrimin sırrı ise okullarda ve mahalle sahalarında…

FIFA Kadınlar Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Almanya’da şu anda kadınlar futbolunun büyük bir hakimiyeti var. Toplumun farklı katmanları bu yeni oyuna fazlasıyla sahip çıkmış ve yeni bir trend yaratmış durumda… Peki bu büyük dönüşüm nasıl doğdu?

Maçolar Ülkesi’nin ailemin kadınlarıyla imtihanı

Benim hayatımda futbolun varlığı kadınlardan oluşan ailemle başladı. Anneannem, annem ve ablalarım Meksika’da yapılan 1986 Dünya Kupası’nı o kadar ilgiyle izlemese, Gordon Milne’in Beşiktaş’ı sahaya çıktığında evde hayat durmasa, Feyyaz’ın, Şifo Mehmet’in son maçlarını görmeye Kapalı’ya gitmesek, futbolu yine bu kadar sever miydim bilmiyorum.

“Fena hâlde bayanlar millî takımı”

Geçen hafta bu köşede kadınlar futbolundan bahsetmiş, yazının sonuna virgülü bu hafta bu kategorinin Türkiye?deki durumunu konuşmaya söz vererek koymuştum. Tam yeri, tam zamanıdır, başlayalım.

Dünya futbolunda iki önemli altyapı akımı var, kadınlar futbolunda da bu böyle. Birincisi, yetenek taramalarıyla elit futbolcu adaylarını tespit etmek ve bunları pilot takımlar hâline getirerek millî takıma dönüştürmek üzerine kurulu. Bu sistemin çok ciddi açmazları var. Çünkü altyapıdaki çocukları 13-14 yaşında geleceğin A millî takımı olarak görmek, üzerlerinde müthiş bir baskı yaratıyor ve onları rekabetçi spora erken başlatıyor. Bu koşulsuz başarı için yapılıyor. Alt yaş kategorilerinde şampiyon olup şişinmek için yani. Birileri kendi özgeçmişleri kabarsın diye çocukların futbol hayatını ziyan ediyor, ama olsun.

Kadının fendi, önyargıyı yendi

Cristiano Ronaldo?yu düşünün. Antrenmandayken erken çıkmak için izin istediğini, çünkü kaportacıdaki işine yetişmesi gerektiğini. Ya da Ribery?nin Avrupa Şampiyonası?nda geçen günler için ofisboy olarak fazla mesai yaptığını. İnanılmaz geliyor değil mi? Oysa kadın futbolcular için bu hayatın gerçeği. Yeşil sahalarda her geçen gün daha üst düzey bir mücadeleyi sergileyen kadınlar, dünyanın iki ülkesi (ABD ve İsveç) haricinde amatör sporcu statüsünde ve para kazanmak şöyle dursun, çoğu kez kendi masraşarını kendileri ödüyor. Her gün ?Kadınlar futbol mu oynarmış?? ön yargısıyla boğuşmak zorunda olmaları ve basının ilgisizliği de cabası. İşte Finlandiya?da düzenlenen Euro 2009, bu kadınların hikâyesiydi.

Mülteci Futbolcular: TOPlu iltica…

İnsanın yurdunu terk etmesi her zaman zordur. Hele bir daha dönmemek üzere gerisinde bırakıyorsa? Düşünceler, anılar kafanızda döner durur. Yuva bildiğiniz yerin kalbinizde bırakacağı boşluğu neyin dolduracağını bilemezsiniz. Bir de evinizden düşünemeyecek kadar hızlı uzaklaştığınızı düşünün. Arkanıza bakma şansınız bile olmadan kaçtığınızı. Ev dediğiniz yerin size mezar olmak üzere olduğunu ve kaçmaktan başka hiçbir çıkar yol olmadığını düşünün. Gideceğiniz yerde başınıza ne geleceğini bilmeseniz de? Çok korksanız da çarenizin olmadığını… Kendinizi koca bir boşluğun, bir girdabın ortasına attığınızı. İçinize bir sıkıntı geldi değil mi? İşte bir mültecinin hayatına bir adım daha yaklaştınız.