Bazen bir haftada o kadar çok şey oluyor ki, sanki bir haftadan daha uzun süre geçmiş gibi hissediyorsunuz. Kasımpaşa’daki Türkiye-İspanya A milli kadınlar ve tamamen kadın ve çocuk seyirci önünde oynanan Fenerbahçe-Manisaspor maçlarının olduğu hafta da böyleydi.
Ay: Eylül 2011
Bir ceza türü olarak ?kadın?
Türkiye Futbol Federasyonu, son şike soruşturmasıyla beraber tamamen kroke olmuş durumda. Alınan hiçbir kararın mantığı yok; yalnızca sermaye, sponsorlar, siyaset, kulüpler ve kızgın taraftar kitleleleriyle olan o karmaşık ilişkileri el yordamıyla dengelemeyi hedefliyor. Atılan her adımın tek motivasyonu ?ne yaparız da şu işten postu deldirmeden yırtarız? sorusu. Durum böyle olunca, alınan kararlarda mantık aramak çok…
Türkiye-İspanya ya da ?On gol yiyerek maç nasıl kazanılır??
Yıllardır kadınlar futbolu anlatıyorum, Türkiye Milli Takımı benim için buna rağmen bir sır oldu. Eurosport’ta belki yüzlerle ölçülecek maç anlattım, Kim Kulig ya da Lira Bajramaj gibi yıldızların 17 Yaş Altı’na ilk çıktıkları zamanı hatırlıyorum ama bizim takımın maçını anlatmak, hatta televizyondan izlemek hiç nasip olmadı. Bunun çok basit bir nedeni var, maçlar nasıl gidileceğini…
İtirazım var!..
Biliyorsunuz, daha önce de söyledim zira, benim bu lige itirazım var. Burnuna değil, alnına kadar pisliğe batmışken sırf birileri para kıracak diye bu lig başlatılmamalıydı, oynatılmamalıydı.
Bayram gelmiş neyime!..
Bir başka ?bir zamanlar…? hikayesi anlatmadan futbol yazısı yazmanın imkansız olduğu günlerden geçiyoruz. Korkarım bu yazının sonu dönüp dolaşıp ?nerede eski bayramlar? geyiğine dayanacak ki can sıkıcı olması bir yana, hayatımda yaşlanma sezonunun resmi olarak başladığına işaret. Yaş hanesinin sol tarafında ?3? rakamını gördüğümde böyle olacağını anlamıştım.
Bir Tunus valisinin zincirleme trafik kazası
Eminim bazılarınız itiraz edecek ama ben kendi adıma ana akım medyada belli değerlerin savunuculuğunu yapmaya çalışan yazarlara saygı, hatta belli oranda sempati duyuyorum. Evet, keşke ekonomik ve editöryel açıdan güçlü bir ?sol basın? olsaydı Türkiye’de ve bu insanlar da ana akıma kaymasalardı, ama mesela ben personel servisinde boynuna giriş kartını (tasmayı) asınca şirketin hissedarı olduğunu…
Oscar bizim hikayemizi koşuyor!
?Kaybeden yarışta sonuncu gelen değildir, kaybeden kenarda oturan ve koşmayı hiç denememiş olandır.?
Çöpten çıkan pasta ve bir testi su…
Cuzco, Churubamba ne tarafa düşer, bilir misiniz? Peru’da And Dağları’nın en tepesine. Küresel ısınmanın ve sel felaketlerinin vurduğu dağ köyleri vardır orada. Ekinlerini selin kapıp götürdüğü insanlar yaşar orada, günde bir doların altında kazanarak. Peru’nun yolsuzluklarla meşhur hükümetleri ne içme suyu, ne de sağlık hizmeti götürmeye zahmet etmiştir oralara. Cennete çıkan merdivenlere benzeyen dağlarda, o…